ERP HABER – İnternetin dünyaya yayılmasının nerdeyse 20 yılı dolarken, dünyayı değiştirmeye devam ediyor ve pek çok farklı konuda gelişme yaşanıyor. Özellikle ERP sektörü bulut bilişimdeki gelişmeleri yakından takip ediyor. Bu gelişmeleri hepimiz izliyoruz ama bazı kişiler, farklı yorumları önümüze getiriyorlar. Daha önce yayınladığımız Apple’ın efsanevi kurucularından Steve Wozniak’ın uyarısı bize böyle bir durumu anlatıyor. Ülkemizde ise Özgür Uçkan bulutu farklı yorumlayanlardan birisi…

“ Bulut tamamen merkezi. Ben buna “süper merkezileşme ”

Aktivist Özgür Uçkan : “Bulut tamamen merkezi. Ben buna “süper merkezileşme” diyorum. Tamamen merkezi, sahipli, birinin denetiminde olan, güzel güzel bir ada bulut. Buradan hizmet satıyor, hizmet veriyor, yedekleme hizmeti sunuyor, orda barındırıyorsunuz, işletim sisteminizi oradan kullanıyorsunuz, herşeyi orda tutuyorsunuz vs.vs.. Bunun kontrolü tamamen bu şirketin elinde. Mesele bakıyoruz Amazon Web Services. Bakıyorsunuz Amazon Web Services’ın büyük müşterileri var. 12 bakanlıkla ABD bunların başında geliyor. Ama mesela Wikileaks ortaya çıktığında, parasını ödemesine rağmen Amazon Web Services, trak diye hukuksuz bir şekilde sözleşmeyi tek taraflı fesh etti. Niye? ABD’nin baskı yaptığını sonradan itiraf etti.”

Özgür Bey siz bir bulut konusunda enteresan yazılar yayınlıyorsunuz. Bulut ticari bir kavram. Aslında yeni bir kavram da değil. Ama herkes buluta doğru gittiğimizi söylüyor ama bulutun güvenliği tartışılıyor. Siz daha da farklı bir şey anlatıyorsunuz bize. Bu corporatizm kavramı nedir? Bize bulutla ilgili neler düşünüyorsunuz aktarır mısınız?

Özgür Uçkan: Bulut aslında yeni bir proje değil bulut 1992, 1993 lerde telafuz edilmeye başlanılan bir şey. Bant genişliği bu günkü seviyeye ulaşılınca mümkün hale geldiğinden bulutu konuşuyoruz.

Bir taraftan, normal bir gelişme. Fakat insanlar daha çok güvenlik açısından bunu tartıştılar. Çünkü sonuçta kasanızın anahtarını birilerine teslim ediyorsunuz. Bu bir sürü şirket için hiç te güvenli değil. Artı olayın hukuku oluşmuş değil daha henüz. Dolayısıyla herhangi bir mağduriyet durumunda, neyi, nasıl, hakkınızı arayıp da nasıl tazmin edeceğinizi de bilmiyorsunuz. Şu anda bulutla ilgili ne kadar seminer sempozyum varsa bunun üzerine odaklanmış bir vaziyette ki, doğal.

Fakat benim buradaki yaklaşımım biraz daha farklı. Ben bunun internette bir tür neo-corporatizm’in sonucu olduğunu düşünüyorum. Yani şirketleşme.

Bir tarafta, daha önce de konuştuğumuz gibi devletler tarafında zaptı-rapt altına alınmaya çalışılan bir internet var. İşte ITU (International Telecomunication Union), devletler, internetin doğası gereği gayrı merkezi olan yapısını, merkezi hale çevirmeye çalışıyorlar.

Bir taraftan da şirketler giderek daha ticari bir alan olması için çalışıyorlar. Henüz internet, şirketler için umdukları ve hayal ettikleri rantable olmadı. Olmadı, çünkü bütün insanların kullandığı bir şey. İnternet onlara ait bir şey de değil. Gayri merkezi bir yapı falan. Tamamen kontrol edecekleri bir yapıda değil. O yüzden bulut onlar için çok ciddi bir şey gibi gözüküyor. Corporatist bir ada.

Çünkü sonuçta bulut, tamamen merkezi. Ben buna “süper merkezileşme” diyorum. Tamamen merkezi, sahipli, birinin denetiminde olan, güzel güzel bir ada bulut. Buradan hizmet satıyor, hizmet veriyor, yedekleme hizmeti sunuyor, orda barındırıyorsunuz, işletim sisteminizi oradan kullanıyorsunuz, herşeyi orda tutuyorsunuz vs.vs..

Bunun kontrolü tamamen bu şirketin elinde. Mesele Amazon Web Services. Bakıyorsunuz Amazon Web Services’ın büyük müşterileri var. 12 bakanlıkla ABD bunların başında geliyor. Ama mesela Wikileaks ortaya çıktığında, parasını ödemesine rağmen, Amazon Web Services trak diye hukuksuz bir şekilde sözleşmeyi tek taraflı fesh etti.

Niye? ABD’nin baskı yaptığını sonradan itiraf etti. Diyelim ki siz ERP HABER olarak bulut sistemi satın alıyorsunuz ve yayınlarınız Amazon Web Services’ın bir takım müşterilerini rahatsız ediyor. Ne olacak? Amazon Web Services, sizi bitirebilir. Bu, düşünce ya da ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, ticaret özgürlüğü vs her şeye aykırı bir durum.

Henüz bunun karşısında, tekelcilik gibi bir yasası da oluşmuş değil. Ne olacak? Siz bütün ipi, bütün denetimi bunlara vereceksiniz.

Bu devletlerin de çok işine geliyor. Çünkü büyük şirketlerle masaya oturup, rahatlıkla hiç birimizin ruhu duymadan, tek taraflı anlaşmalar yapabiliyorlar ki, bu da aslında doğrudan libaralizmin sözde özgürlüklerine de aykırı. Nerde kaldı ki “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”, bu bayağı devlet kapitalizmiyle, şirket kapitalizmin el ele ve kol kola yürüdüğü ve hepimizi karşı gördüğü, bütün özgürlüğümüzü sınırlayabildiği bir ortam.

Ne olacak şimdi, bu yüzden bulut gibi gayet performanslı bir şeyden ödün mü vereceğiz?

Yooo.. Aslında akabinde insanlar bunun farkında oldukları için Opencloud tarzında açık bulutlar çıktı. Tamamen açık kaynaklı bir takım yazılımlarla, açık ortamlarda tutulan ve devrenizin denetimini sadece sizin sağlayacağınız ya da kamusal bulut çıktı.

Mesela tüm hükümet vs işleri. Şimdi o konuda ABD’yi de zorluyorlar. Niçin Amazon’dan hizmet alıyorsun? Kendi cloud’unu oluştur. Çünkü sonuçta burada public data var ve bu kamu malı. Niye bunu Amazon’a veriyorsun? diyorlar.

Kobiler için bu kadar anlamsız paralar ödemek çok anlamsız. Mobil internet öyle bir gelişti ki, ne yaparsanız; elinizdeki tebletlerden tamamen sınırlı bir şekilde tamamen mobil internete dayalı kendi bulutunuzu kurarsınız ve bütün verileri her şeyi siz denetlersiniz.

Dolayısıyla ben şirketlerin hayalini pek gerçekleşmeyeceğini, ellerinde patlayacağını düşünüyorum. Çünkü kimse kalkıp da ipini bu büyük şirketlere vermez. Umarım da vermezler.