ERP HABER – erpturk.com işbirliği ile hazırladığımız ERP Seçim Dosyasının bu seferki durağı IFS Türkiye oldu. ERP Seçen bir firmanın IFS ERP ile ilgili tüm bilmek istediklerini IFS Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Ergin Öztürk cevapladı.

gartner

Bize IFS’in Türkiye yapılanmasından bahseder misiniz?

Ergin Öztürk: IFS, 1983 yılında İsveç’te kurulan ve dünya genelinde 60 ülkede 80 ofiste faaliyet gösteren, araştırma kuruluşları tarafından lider olarak gösterilen global kurumsal yazılım sağlayıcılarından biridir. Aralarında BMW, Volvo, Saab, Emirates, Lockheed Martin, Amerikan Hava Kuvvetleri, Jotun gibi firmaların da bulunduğu 3 bine yakın müşterisi ve 900 binin üzerinde kullanıcısı bulunuyor.

IFS Türkiye ofisi ise 2004 yılında kuruldu. Bu tarihten itibaren hızlı bir büyüme göstererek aralarında Durmazlar Makina, KVK Teknoloji, Hakan Plastik, Aytaç Gıda, AGT, Samet Kalıp, Makel Elektrik, Bursa Beton & Çimento, Çemtaş, Noki, Teknorot Otomotiv, FNSS Savunma, SKT Otomotiv, Sinpaş İnşaat, Seranit, Müzekart, Dearsan Tersanesi gibi farklı sektörlerde 200’e yakın müşteriye ve 10 binin üzerinde kullanıcıya ulaştı.

IFS bu rakamlar ile global ERP yazılımları arasında Türkiye’de en fazla implementasyona sahip 2. ERP yazılımı oldu. Ayrıca global yazılım firmaları arasında tek iş kolu ERP olan iki firmadan birisi. Bununla beraber IFS yeni nesil bir uygulama üreticisi olarak öne çıkıyor.

Bağımsız araştırma şirketi olan Gartner ERP tedarikçilerini değerlendirdiği Magic Quadrant raporunda da IFS’i dünyadaki lider iki ERP firmasında biri olarak gösterir.

IFS Türkiye merkez ofisi, IFS Applications ürününün Türkiye’deki satış, danışmanlık ve bakım süreçlerini faaliyetlerini yürütüyor. Türkiye pazarındaki hedefimiz niş ERP projeleri yapmak olduğu için özellikle büyük çaplı projelerde IFS Türkiye olarak kendi danışman ve teknik kadromuz ile hizmet veriyoruz.
Bununla birlikte Türkiye’de 4 aktif çözüm ortağımız ile bölgesel ve sektörel olarak farklı projelerde de geniş bir ekosistem oluşturmuş durumdayız. IFS Türkiye ofisinde endüstri mühendislerinden oluşan uzman bir uygulama danışmanlığı kadrosu ile, bilgisayar mühendislerinden oluşan uzman bir AR-GE ve teknik danışmanlık kadrosu bulunuyor. ve dDestek birimlerimizle beraber ile toplamda 70 kişilik bir ekip ile hizmet vermeyi sürdürmekteyiz. Bu sayı çözüm ortaklarımızın da ekipleri ile beraber 100’ün üzerine çıkıyor.

IFS’in ürettiği ERP çözümleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ergin Öztürk: IFS Applications™ – IFS ERP Uygulamaları bileşen tabanlı mimarisi (SOA), esnek yapısı ve kolay kullanım özellikleri ile mobil işlevselliği sayesinde ERP yazılımında öncü konumdadır.

IFS çözümlerini geliştirirken 4 çekirdek alana yönelmiştir. Bunlar Servis ve Varlık Yönetimi, Proje Yönetimi, Üretim Yönetimi ve Tedarik Zinciri Yönetimidir. Bu çekirdek alanlar doğrultusunda da pek çok özel sektörel çözümümüz bulunmaktadır. Otomotiv, Makina, Savunma, İnşaat ve Taahhüt, Gemi İnşa, Enerji, Yapı elemanları, Metal-Alüminyum, Plastik, Gıda, Telekom, Kimya, Elektrik gibi sektörlerin dışında Müze Kart projesi gibi tamamen o sektöre spesifik çözümler de geliştirebiliyoruz.

IFS Applications™ iş yazılımları; CRM-Müşteri İlişkileri Yönetimi, SCM-Tedarik Zinciri Yönetimi, PLM- Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi, CPM, kurumsal varlık yönetimi ve MRO becerileri dahil olmak üzere daha fazla ERP işlevselliği sağlıyor.

IFS Applications’ın son versyonu olan IFS 8 ile birlikte ERP dünyasında büyük bir devrim yarattık. IFS Applications AURORA kod adı ile tamamen müşteri kullanım deneyimini hedef alan bir proje idi. Bu proje çerçevesinde ürün endüstriyel tasarımcılar tarafından yeniden tasarlandı ve kullanımı kolay, son kullanıcının seveceği ekranlar ve çok özel uygulamalar ile sunuldu.

IFS 8 ile başlayan süreç bundan sonra da devam edecek. 2015 Mayıs ayında IFS World Conference’da IFS 9 lanse edilecek. Türkiye’de de 2015 sonunda IFS 9 ü piyasaya sürmeye hazırlanıyoruz.

Yeni versiyonlarımız tamamen dokunmatik ekranlara uygun olarak geliştirildi. Ürünün tamamı Windows tabletler ile kullanılabiliyor. Bunun dışında iOS ve Android sistemler için geliştirilen spesifik touch apps ismi verilen aplikasyonlarımız da bulunuyor. IFS’in bu noktada amacı bireysel teknolojinin kurumsal teknolojinin önüne geçmiş olduğu zamanımızda kullanıcıları kurumsal yazılımlarını kullanırken bu rahatlıktan geri koymamak.

2015 sonuna kadar hedefimiz MOBİLİTE idi. Yeni yol haritamızı World Conference ile birlikte açıklıyor olacağız.

IFS ERP’nin yazılım dili ve mimarisi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ergin Öztürk: IFS bir teknoloji şirketi değildir. Yani kendisine özel bir yazılım dili geliştirmek yerine müşterilere en iyi kullanıcı deneyimi ile gerçek anlamda esnek, çevik çözümler sunmak üzere açık standartlara dayanan, bileşen bazlı servis odaklı mimariyi (SOA) kullanır. IFS mimarisini bir Lego’ya benzetebilirsiniz. Her bir komponent yüzlerce servis parçacığından oluşur. Geliştirme ve değişiklik yapmak böylelikle çok kolaylaşır.

IFS Gartner raporlarında gerçek anlamda SOA mimarisine dayanan tek yazılım olarak gösterilmiştir.

Kurumsal kaynak planlama (ERP) gibi kurumsal bir çözümü uygulamaya koymak, işletmenizi betona daldırmaya benzeyebilir. Hareketsiz kalırsınız, işiniz değişse de değişemez, yeni iş süreçleri ve çalışma yöntemleri benimseyemezsiniz. Ama IFS ERP Uygulamaları ile piyasa koşulları hangi zorluğu getirirse getirsin, kurumsal çözümünüz güvenliği riske atmadan minimum iş kesintisi ile kendini ayarlar.

IFS ERP Uygulamaları, ister ana bir makinede Windows, Unix ve Linux platformları üzerine, ister Windows Azure gibi özel ve genel bulutta kurulabilir. IFS ERP Uygulamaları, iOS, Android ve Windows üzerindeki uygulamaları ile mobil cihazlara da genişletilmiştir.

IFS ERP’nin fark yaratan özellikleri nelerdir?

Ergin Öztürk: IFS gerçek bir yeni nesil uygulamadır. IFS ERP’yi temelde ayrıştıran pek çok konu bulunuyor. Bunlarda bir tanesi IFS Applications’ın teknolojik olarak kullanımı kolay ve çok esnek olması. Her yazılım çıktığı kültürü biraz yansıtır. Alman yazılımı daha katı kurallar ve sağlamcılık üzerine kuruludur. Bir Amerikan yazılımına baktığınızda daha çok pazarlamaya odaklandığını görürsünüz. İsveçliler yani genelinde İskandinavlar yaratıcı olmayı severler. Son teknolojiyi iyi kullanırlar, ürünleri çok iyidir ancak çok büyük konuşmayı sevmezler. Bir şeyi sade ve çok kullanışlı yapmak üzerine odaklanırlar.

IFS, entegre iş uygulamalarının çözüm kapsamı genişledikçe, uygulamanın kompleksleştiğini fark ediyorlar. Fonksiyonlar arttıkça kullanımın ve alt yapının zorlaştığını düşünüyorlar. 1983 yılında yazılmaya başlandıktan 12 sene sonra yani 1995 yılında sıfırdan bugünkü SOA, o dönemde komponent mimarisi adını verdikleri bir teknoloji üzerine sistemi yeniden oluşturuyorlar. Her şey çok küçük parçacıklardan oluşuyor. Bunları komponent ya da Legolar olarak isimlendirmek mümkün. Burada modüllerden bahsetmiyoruz. Bizde her modül kendi içerisinde yüzlerce alt komponentten oluşuyor. Bu komponentler birer servis parçacığı. Dolayısıyla bu servisler modülleri, modüller de uygulamayı ve çözümleri oluşturuyor. Değişiklik yapmak istediğinizde sadece istenen komponentlerden birini değiştirip yerine yenisini koyuyorsunuz. Upgrade istendiği zaman IFS’te sadece yeni komponentler gelir ve onları değiştirirsiniz. Mantık kolaylık, yalınlık ve esneklik üzerine kurulunca, özellikle uzmanlığımız olan endüstrilerdeki zor ve karmaşık konularda hep IFS Applications tercih edilir.

IFS’in rakiplerine göre artılarından bir diğeri de IFS ENTERPRISE EXPLORER adını verdiğimiz yeni arayüzlerimiz. Yaklaşık 8 yıl önce satış konferansına gittiğimizde bize çok gizli olarak yeni bir üründen bahsettiler. Diğer ERP çözümlerinden farklılıklarını aktardılar. Diğer uygulamalarda yıllar içerisinde sadece formların ve formlar içindeki renklerin değiştiğini gördük. Bunun araştırılmasından sonra kullanıcıların çok beğenecekleri kod adı Aurora olan bir sistem üzerine çalışmaya başladılar. Ve IFS 8 bu şekilde doğdu. Yüzde yüz .NET tabanlı bir kullanıcı arabirimi olarak adlandırabiliriz. İçerisinde Google search gibi son kullanıcıyı mutlu eden özellikler bulunuyor. Skype, Facebook gibi sosyal medya entegrasyonlarına varana kadar tamamen günümüz şartlarına uygun modern mimarili bir uygulama. Dokunmatik ekranlara uyumlu ve İOS, Android ve Windows uygulamaları ile kullanılabiliyor.

Üçüncü farkımız ise komple bir PLM yani Ürün Yaşam Çevrimi Yönetimi çözümü sunuyor olmamızdır. Biz çözüm sunacağımız firma için ürün tasarımından planlamaya, proje yönetiminden satış sonrası servis hizmetlerine, kalitesinden bütçesine, üretimden veri toplamasına varıncaya kadar her noktasında çözüm sunuyoruz. Bazı firmalar gibi satın almayı, stokları ve biraz da muhasebeyi çözüp biz ERP kurduk demiyoruz. Uçtan uca tam bir çözüm sunuyoruz.

Diğer bir farkımız ise tamamen sektörel uzmanlıklara ayrılmış danışman kadromuz. Sektör dinamiklerini bilen ve sizinle aynı dili konuşan bir danışmanlık ekibi ile implementasyon yapıyoruz. Bu da daha hızlı ve firmalara know how kazandıran çözümler demek oluyor.

Sektörel Çözümleriniz var mı?

Ergin Öztürk: IFS odaklandığı sektörler için spesifik sektör çözümleri sunar. Örneğin Gemi inşa, inşaat ve taahhüt gibi sektörler için farklı fonksiyonları kapsarken, otomotiv ya da endüstriyel üretim için farklı çözümler sunar. Bankacılık ve sigorta dışında her sektöre özel çözümlerimiz bulunmaktadır.

IFS standart ERP çözümlerinin ötesinde bir çok farklı süreci de aynı süit içinde yönetme imkanı sunar. Finansallar, PLM (Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi), CRM ( Müşteri İlişkileri Yönetimi), HR (İnsan Kaynakları Yönetimi), Performans Yönetimi, Ekolojik Etki Yönetimi, Doküman Yönetimi ve İş Modelleme diğer çözümlerinden bazılarıdır.

IFS, dünyanın genelinden toplanan know-how ve deneyimler önderliğinde her sektörün kendine özel süreçlerini ve ihtiyaçlarını içeren endüstriye özel çözümler sunmaktadır. Bu endüstri spesifik çözümler şu şekilde ayrıştırılabilir.

  • Proje Tabanlı Sektörler (İnşaat, Gemi İnşa, Savunma Sanayi, Endüstriyel Üretim)
  • Üretim Sektörleri ( Makine, Plastik, Mobilya, Yapı Elemanları, Beyaz Eşya, Kuyumculuk)
  • Proses Endüstrileri ( Metal, Demir Çelik, Çimento, Seramik)
  • Telekom
  • Kimya
  • Otomotiv
  • Gıda
  • Elektronik
  • Perakende
  • Sağlık
  • Servis

Bir ERP yazılımının Esnek olması IFS için ne ifade eder?

Ergin Öztürk: Esneklik derken size global bir çözüm sunarken, sektörünüz için gerekli ek uygulamaları da kolaylıkla içine alabileceğiniz, geliştirmesi ve implemente edilmesi kolay, son kullanıcı tarafından hızlı bir şekilde öğrenilebilen ve kullanılabilen, versiyon güncellemelerinin kolaylıkla yapılabildiği, sektör ve ölçek farketmeksizin kolaylıkla adapte edilebilmesinden bahsediyoruz. IFS de tam bu noktada gerek SOA mimarisi sayesinde gerekse stratejik yaklaşımları sayesinde esnekliğini ispat etmiş bir yazılımdır.

Orta Ölçekli olup üretim yapan bir firmanın IFS ERP çözümü alması durumunda, lisans ve projenin canlıya geçiş dönemine kadarki (Özel geliştirmeler hariç) danışmanlık ücretlerini de içine katarsak ortalama ne kadarlık bir bütçe ayırması gerekiyor?

Ergin Öztürk: Proje bütçeleri sektöre ve implemente edilecek çözüme göre değişiklik göstermektedir. Proje bütçesi oluştururken detaylı analizler ile hareket etmek üzerine kurulu bir anlayışımız var.

ERP Kurulum ve Danışmanlık Destek süreçleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ergin Öztürk: IFS Türkiye Ofisi olarak aynı anda farklı özelliklerde birçok müşterimizin projelerinin kurulum, danışmanlık ve destek hizmetlerini vermekteyiz. ERP projelerinin şirketlere uygulanması uzun ve zorlu bir süreçtir. ERP kurulumu sonucunda müşterilerimiz şirket faaliyetlerinin pek çoğunda IFS ERP Uygulamalarını kullanıyorlar ve ERP yazılımları şirket faaliyetlerinin yürütüldüğü, yönetildiği ve gözlemlendiği bir araca dönüşüyor. Böylesine kritik bir sürecin müşterilerimizin beklentilerinin sağlanacak şekilde, belirlenen bütçe ve zaman içinde tamamlanması için, iyi bir proje yönetimi şarttır. Bu bağlamda globaldeki tüm IFS ofisleri projenin başarılı bir şekilde yönetilmesi için proje implementasyonunda IFS İmplementasyon Metodolojisi olarak tanımlanan metodu kullanır. Bu metod, farklı kapsam ve büyüklükteki projelerdeki ihtiyacı karşılamak üzere, efektif ve esnek bir biçimde yapılandırılmış bir metoddur.

Temel olarak beş fazdan oluşan bu metod;

Satış sürecinden, implementasyon sürecine kesintisiz bir geçişin sağlandığı Başlangıç Fazı ile başlar. Müşteri süreçlerinin, IFS tarafından sağlanan endüstri tanımlı süreç akışları ile eşleştirilerek analiz edildiği ve geliştirme ihtiyaçlarının belirlendiği Tasarım Fazı. Geliştirme ihtiyaçlarının karşılandığı, aktarılacak veri setlerinin belirlendiği ve uygulamadaki akış süreçlerinin dokümante edilerek onaylandığı Uyarlama Fazı. Son kullanıcı eğitimlerinin verildiği, bu anlamda bir geri beslemenin elde edildiği ve canlı hazırlıklarının gerçekleştirildiği Uygulama Fazıdır. Son olarak, mevcut sistemden, yeni sisteme pürüzsüz bir geçişin sağlandığı Canlıya Geçiş Fazı aşamalarını içerir.

Kurulum ve danışmanlık hizmetlerimizde, IFS proje metodolojisi ile projelerin başarısı garantilenmekteyiz. Projenin başarısı yanı sıra IFS, çalışanlarının hizmet sektöründe olduğumuzun bilinci ile onların gelişimini desteklemekte ve müşterilerimizin daha iyi servis alması için sürekli eğitimler ile onları gelişimine yardımcı olmaktadır. Canlı geçiş sonrasında hedefimiz müşterilerimizin kendi sorunlarını öncelikli olarak kendilerinin çözebileceği duruma gelmesidir. Ama çözüm bulamadıkları durumlarda ise müşterilerimizi yalnız bırakmamakta destek birimimiz vasıtası ile kesintisiz çalışabilmeleri için gerekli desteği vermekteyiz.

Türkiye’deki ERP sektörünün gidişatı hakkında neler düşünüyorsunuz?

Ergin Öztürk: Türkiye’de ERP yatırımları ülke ekonomisi ile paralellik gösteriyor. Mevcut duruma baktığımızda artık pek çok kurumsallaşma sürecine başlamış firma ilk stratejik kararlarını ERP için veriyorlar. Rekabet şartları zorlaştıkça üretmek yetmiyor, daha verimli, daha karlı üretmek ve müşteriyi sürekli memnun etmek önemli oldu. Bunun da tek yöntemi ERP ile süreçlerinizi daha kolay yönetmeniz.

Bu konuda da görüldüğü kadarı ile Türk endüstriyel şirketlerinin ERP konusunda farkındalığı arttı. Daha fazla firma ERP kullanmaya istekli görünüyor. Yalnız bu işin iyi ve kötü tarafından bahsetmek gerekiyor. Pozitif tarafı eskiden sadece çok büyük çok uluslu şirketlerin ERP’ye ihtiyacı olduğu sanılıyordu. Şu anda büyümekte olan özellikle endüstriyel, ihracat yapan, dünyayla rekabet halinde olan şirketlerin de olmazsa olmaz bir ihtiyacı olduğu daha çok farkedilir bir hal aldı. Ülkemizde orta ölçekli ve yoğun bir biçimde aile şirketlerinden büyüyen firmaların çok olduğu düşünülürse buradaki organizasyon yapısı, büyüme yapısı, karlılık yapısı, kaynakların iyi kullanımı konusunda ERP gibi bir sistematiğe çok daha yoğun bir şekilde ihtiyaç olduğu ortadadır. Çünkü biz millet olarak çok sistematik bir millet değiliz. Özellikle şirketler küçükken ve az sayıda kaynağı, makinası, personeli olduğunda kişilerle ve küçük sistemler ile yönetmesi daha kolay bir halde iken, işletmelerin büyümesi, dünya ile rekabet halinde olması, bunların standartlarına uymak zorunda olması gibi konularla karşılaştığında bu işleri kişilerle ya da küçük çözümlerle çözmenin mümkün olmadığı daha çok ortaya çıkıyor ve şirketler dünyaya açıldıkça bunu daha fazla fark ediyorlar.

Bu farkındalığın artmış olması da ERP pazarına olumlu bir şekilde yansıyor. Bu bağlamda Türkiye büyüdükçe ERP pazarı da buna paralel olarak büyüyor.

Türkiye ERP pazarındaki rekabet hakkındaki düşünceleriniz ve önerileriniz nelerdir?

Ergin Öztürk: Her zaman söylediğimiz gibi ERP yazılımının en iyisi denilen bir kavram söz konusu değil. Her yazılımın belirli alanlarda sektörel uzmanlığı, becerileri, kullanım yetenekleri, o şirkete uyumu gibi konular dikkate alınması gerekiyor. Genellikle bir marka hayranlığı ve en bilinen marka alındığı zaman işlerin çözüleceği gibi bir yaklaşım bulunuyor. Bu da daha sonradan projelerin yarıda kalması, çok ciddi zaman ve emek harcanması ancak sadece temel modüllerin devreye alındıktan sonra bıkkınlık ile projenin durdurulması, şirketin performansının daha hızlanacakken hantallaşması gibi sorunları beraberinde getiriyor.

Biraz önce bahsettiğim konunun negatif tarafı da burada ortaya çıkıyor. ERP konusunda bir uzmanlığa inanılmıyor. Bütün yazılımlar herşeyi yaptığını iddia ediyor. Tekstil konusunda uzman bir yazılım firması otomotiv konusunda çalışmaya çalışıyor. Daha önce hiç proje endüstrisi ile çalışmamış bir ERP firması proje endüstrilerinde de proje yapıp başarılı olabileceğini iddia ediyor. Oysa dünyada bu anlamda çok ciddi bir endüstri segmentasyonu oluşturulmuş durumda. Özellikle bu konudaki hem yazılımın sahip olduğu know how hem de bunu kuran ekibin sahip olduğu know how çok önemli. Dünyada buna çok önem veriliyor. Ülkemizde de çok önem verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Dolayısı ile işletmelerin ERP seçim sürecinin çok ciddi bir şey olduğunu, tipik bir CAD yazılımı gibi bir iki departmanı etkileyecek bir şey olmadığını, şirketin bütününü, performansını, iş akışını, her şeyini etkileyecek olduğunu biliyor ve araştırmaları sırasında sadece söylenen sözlere değil bunların kanıtlarını da görmeleri gerekiyor. Bu noktada Türki firmaları bazen ciddi tembellik yapıyorlar, genellikle söylenenlere inanma eğilimindeler.

Bir firma neden ERP kullanmalıdır?

Ergin Öztürk: Ayakta kalmak, büyümek ya da daha fazla Pazar kazanmak isteyen şirketler ne kadar küçük ya da ne kadar büyük olurlarsa olsunlar işlerini yönetmek için bir takım sistemlere ihtiyaçlar duyarlar. Belki başlarda çok klasik bir stok-muhasebe programı yeterli gelirken gün geçtikçe daha karmaşık süreçlere sahip olurlar ve daha kapsamlı çözüm ihtiyaçları olur. Aslında her şirketin kendi sektöründe fark yaratması için maliyetlerini minimize edip, karını artırması gerekir. ERP’nin de ana konusu budur. Biz IFS ERP kullanan şirketlerimizin düzgün ve kontrollü iş süreçlerine sahip olmasını sağlıyoruz. Maliyetlerini, karlarını net ve anlık olarak görmelerini sağlıyoruz. Kurumsal hafıza oluşturuyor, veri girişleri ve rapor hazırlıkları ile kaybolan zamanı geri kazandırıyoruz.

Global rekabet şartları nedeni ile müşteri ihtiyaç ve isteklerine uymak zorunda olan şirketler rekabette başarılı olabilmek için üretimlerini seri imalattan esnek imalat tarzı üretimlere kaydırdılar. Bu rekabette dik durabilmek ve büyüyebilmek için de teknolojinin kendilerine sundukları imkânlardan faydalanmaları şart oldu. Bu çağın gerektirdiği teknolojiyi yakalayamayan firmalar ise yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Sadece üretim ya da sadece muhasebe gibi belirli bir departmanın kontrol edilmesi ve yönetilmesi ise yeterli değil. İşte bu noktada ERP yazılımları gibi bir şirketi baştan sona kapsayacak entegre çözümlerin devreye girmesi günümüz şartlarında mecburiyet haline geliyor. Ne yazık ki her ERP yazılımı bu konuda kapsamlı çözümler sunamayabiliyor.

ERP yazılımları maliyetleri nasıl azaltacak sorusunun cevabı ise aslında kurumsal kaynak planlamanın anlamı ile bir bütün. Özellikle KOBİ’ler için daha da sorun olan kısıtlı kaynakları daha verimli kullanıp, doğru yöneterek.

Peki ama kurumsal kaynak planlama yazılımları ile kaynaklarımızı nasıl daha verimli kullanıp doğru yönetebileceğiz?

  • ERP yazılımları bir şirketin bütün departmanlarında üretilen verilerinin tek bir sistemde toplanarak, kurumsal hafıza oluşmasına ve yönetimsel kararların daha hızlı ve kolay alınmasına olanak tanır.
  • Manuel veri girişinden kaynaklanan hatalar önlendiği ve gerekli yetkilendirmelerle doğru ve güvenilir bilgi akışı oluşturulur.
  • İş süreçlerinin optimum şekilde oluşmasını sağlayarak, verimli hale getirir.
  • Malzeme İhtiyaç Planlaması ile stok miktarları kontrol altına alınır, gereksiz satın almalar önlenerek, yarı mamul ve mamul stoklarının azaltılması ile stok maliyeti de düşer.
  • Her aşamada maliyetlendirme yapılabilir ve maliyetlerin doğru takibi sağlanır.
  • Güncel ve doğru veriler sayesinde hızlı karar alma yetisi kazanılır.
  • Hammadde, enerji, işçilik, döviz kurları gibi maliyeti etkileyen unsurların sürekli değiştiği ortamda gerçek (fiili) maliyeti bulmak kolaylaşır ve özellikle kriz anlarında kaliteden ödün vermeden üretime devam edilebilir.

Sizce Bir ERP yazılımına karar vermeden önce firmaların değerlendirmesi ve araştırması gereken en önemli 3 konu nedir?

Ergin Öztürk: Günümüz dünyasında ürün ve hizmet alımında seçim yapılırken bilimsel olunması ve somut verilere dayanılması sağlıklı bir ürün hizmet döngüsünün temel şartlarındandır. Konu ERP olduğunda bunların önemi bir kat daha artmaktadır. Zira yapılan seçim firmanın on yıllarını etkileyecek bir seçim olacaktır.

ERP projesinin başarısında etkin olan 3 saç ayağı vardır:

  • Firmanın kendisi (yani sizin ne kadar hazır olduğunuz ve proje ile birlikte harcamayı göze alacağınız ve harcayacağınız efor)
  • Alacağınız yazılımın yeterliliği
  • Danışmanlık alacağınız ekibin yetkinliği ve proje içindeki etkinliği
  • Seçim süreci ii ve iii no’lu sacayaklarını seçtiğiniz, aslında firmanızın geleceğini emanet ettiğiniz, bir nevi firmanızı evlendirdiğiniz çok önemli bir aşamadır. Yanlış bir evliliğin ev hayatında yaşatacağı sıkıntıların türevlerini iş hayatınızda yaşayabilirsiniz. O yüzden doğru yazılım ve doğru ekip ile çalışmak son derece önemlidir.

ERP seçim sürecindeki firmalara tavsiyeleriniz nelerdir?

Ergin Öztürk: Bir firmanın ERP seçim sürecine başlamadan önce yani yazılım firmaları ile görüşmeye başlamadan önce kendi süreçlerini, mevcut durumlarını ve beklentilerini çok iyi analiz etmeleri gerekiyor. Özellikle projedeki anahtar kullanıcıların, proje yöneticisinin ve proje sponsorunun yani yönetici ve patronların ortak kararı ile ERP projesine başlanmalı.

ERP seçim süreci oldukça zor bir karar. Klasik bir söylem ile bir evlilik ve gerek emek gerekse maliyet olarak oldukça yoğun geçen bir süreç. Bu nedenle kararı maliyete göre değil, seçtiğiniz yazılımın firma vizyonunuza uygun olup olmamasına, beklentilerinizi ve sizin üretim anlayışınızı kapsayıp kapsamamasına, ekibinin yeterlilik seviyesine, referanslarına ve yazılımın teknolojisine bakarak vermek gerekiyor. Pek çok ERP seçim sürecinde olan firmada ERP seçimini ERP’den anlamayan insanlar yapıyor ya da seçim yapılırken kulaktan dolma bilgilerle hareket ediliyor.

Kısacası doğru sorular sorarsanız doğru cevaplar alırsınız ve bu cevaplar doğrultusunda ve geçmiş tecrübelerin de katkısı ile firmanız için en doğru yazılımı seçebilirsiniz.

Bu bir projedir, sihirli bir değnek değil. Doğru planlama, uygun ekip ve yazılım ve yeterli hazırlık gerektirir.

Son olarak ERP seçimi yapacak firmalara IFS ERP çözümünün doğru bir seçim olduğunu nasıl anlatırsınız?

Ergin Öztürk: Öncelikle biz yeni nesil bir global yazılımız. Eğer vizyonu geniş, hedefi büyümek ve dünya standardı üretim yapısına sahip olmak ise zaten seçebileceğiniz çok az ürün var. IFS ERP fonsiyonel gücü, teknolojik öncülüğü ve kapsamı ile şirketlerin büyüme yolundaki en büyük yardımcısıdır. Ancak daha önemlisi eğer niş bir iş yapıyorsanız, beklentileriniz yüksekse ve optimum maliyet ve sürede bu işi çözmek istiyorsanız elinizdeki en büyük alternatif IFS ERP’dir.