Otomotiv yan sanayinde çok önemli bir ihtiyaca yanıt vererek, yurtiçi ve yurtdışındaki otomotiv firmalarına orjinal parça üreten FEKA, binek otomobillerde dikiz aynası üretiminde Türkiye lideri konumunda. FEKA, Bursa Organize Sanayi Bölgesinde kurulu olan 10 bin metrekare kapalı alana sahip modern tesislerinde, dikiz aynaları dışında otomotiv sektörünün binek otomobil tarafında ihtiyaç duyduğu iç aydınlatma aksamı, hidrolik depoları, su depoları ve plastik içerikli trim parçaları da üretiyor. IFS uygulamalarıyla hayata geçirdiği ERP çözümü ile maliyetlerini ve kârlılığını ürün ve müşteri bazında takip edebilir hale gelen ve tam entegre bir altyapıya kavuşan FEKA, rekabette başarı için güçlü bir kurumsal kaynak planlama sistemi kurulmasının zorunluluk olduğuna inanıyor.Otomotiv yan sanayi alanında faaliyette bulunmak üzere 1988 yılında Bursa’da kurulan FEKA, dünyanın önde gelen otomotiv devlerinin Türkiye ve yurt dışındaki operasyonları için üretim yapıyor. Türkiye’de hizmet verdiği Tofaş, Renault, Toyota, Ford gibi otomotiv kuruluşlarının yanı sıra, yurtdışında da Fiat, Renault, Toyota, Ford ve Peugeot firmaları ile çalışıyor.


Ağırlıklı olarak İtalya ve Fransa’ya ihracat yapan FEKA, Fiat İtalya’nın değişik bölgelerindeki fabrikalarına sevkıyat yapıyor. Binek otomobil odaklı çalışan FEKA’nın ana ürün grubunda ağırlıklı olarak dış dikiz aynaları bulunuyor. Bunun dışında, far ve stop lambaları haricindeki aydınlatma aksamı, hidrolik depoları, su depoları ve plastik içerikli trim parçaları da üretilen ürünler arasında yer alıyor.


FEKA’nın Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nin teşvikli kısmında 10 bin metrekarelik kapalı bir üretim alanı bulunuyor. Satışlarının yüzde 20’sini ihraç eden FEKA, 400 çalışanıyla parça tasarımından seri üretime kadar olan tüm aşamaları tek bir çatı altında yürütebiliyor, müşterilerine anahtar teslimi hizmet verebiliyor.
FEKA gerçek bir başarı hikayesine imza atmış bir kuruluş. FEKA Ticaret Direktörü Timur Karslıoğlu, kuruluşlarında sermayeleri olmadığını ve kredi ile işe başladıklarını belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu işe, bize inanan ve üretim alanında 100 metrekare yer ayıran bir fabrikada, iki tane kullanılmış makinede başladık. Bu başlangıç, FEKA’nın kurucusu Ferit Karslıoğlu’nun daha önceki profesyonel döneminde sahip olduğu itibar sayesindedir. Elbette başarı için bu yeterli değildi. O dönemde dostlarımızdan çok önemli danışmanlıklar aldık, destek gördük. Bu sayede ilk prosedürlerimizi yazdık, ilk düzenimizi kurduk. Makinelerde bizzat aile üyeleri çalıştı. Bugünkü noktanın ardında çok büyük bir emek var.”


Karslıoğlu, FEKA’nın yeni kurulduğu dönemde büyük ana sanayiler ve ana yan sanayiler bulunduğunu hatırlatıyor ve arada KOBİ statüsünde bir firma gereksinimi olduğunu söylüyor. İşte FEKA, iyi bir zamanlama ile bu boşluğu doldurarak, önemli bir ihtiyaca yüksek kalite anlayışı ile cevap vermeye başlamış. Binek arabaları sektöründe ayna ürününde lider olan FEKA’nın, lisans işbirlikleri de bulunuyor. Bu da müşterileriyle arasındaki güven ilişkisini güçlendiriyor. FEKA’nın ‘co-designer’ olarak tanımlanmasına neden olan tasarım gücü ise pazarda büyük bir avantaj elde etmesine neden oluyor. Timur Karslıoğlu bu konuda şunları söylüyor: “Bize bir otomobilin konsept tasarım ve ürünün takılacağı yer bilgileri geliyor ve bu yere uygun ürün geliştirmemiz bekleniyor. Bunu yapabilecek tasarım ekipleri olan firmalara da ‘co-designer’ deniliyor. Biz bu unvana sahibiz ve bu konuda kendimizi sürekli olarak geliştiriyoruz.”

FEKA

IFS’den önceki durum

Timur Karslıoğlu, ilk kurulduğunda FEKA’da manuel bir sistem olduğunu söylüyor. Stokların elle tutulduğu, büyük kağıtlar üzerinde haftalık çizelgelerin hazırlanarak, giriş çıkışların yapıldığı bir dönem bu. Daha sonra işler büyümeye başladığında yazılım ihtiyaçları da beliriyor ve işe öncelikle pazarda yaygınlığı olan bir muhasebe yazılımını satın alarak başlıyorlar. O zamanki ihtiyaçlarını karşılayan bu gelişmeden bir süre sonra ana firmalarla iş ilişkileri de artıyor ve müşterilerin yeni beklentilerini karşılayabilmek için bir sistem oluşturulması gerektiği ortaya çıkıyor. Karslıoğlu, artık var olan üretim sisteminin manuel takip edilemeyeceği bir döneme girmiş olduklarını belirtiyor: “İş emirlerini takip edebileceğimiz, üretim akışlarını müşteri ile doğrudan götürebileceğimiz bir ERP yazılımına ihtiyaç olduğu artık çok açıktı. Önce kendimiz yazmaya karar verdik ve harekete geçtik. Geliştirdiğimiz yazılım, müşteri siparişlerini takipte faydalı oldu. Ayrıca üretimde siparişleri müşterilere gönderme alma programını (EDI) yürütmede de işlevseldi ama sınırlıydı. Bu işlem faks ile olabiliyordu. Ayrıca satın alma bölümü yoktu ve entegrasyon sağlanamamıştı. Bu da büyük bir kaos anlamına geliyordu. Stok takibinde sorunlar yaşanıyordu, maliyet analizi yapılamıyordu. Kısacası, yıl sonunda yaptığımız sayıma kadar, neyi ürettiğimizin, ne kadar ürettiğimizin, ne kadar kaybımız olduğunun, kârlılığımızın farkına varamıyorduk.”


Bu durum bir süre devam ettikten ve FEKA’ya Murat Buyuran’ın Bilgi İşlem Şefi olarak katılmasından sonra; var olan sistemin nerelerde tıkandığını, nelere ihtiyaç olduğunu görebilmek için bir analiz yapılmasına karar verilmiş ve tekrar bir arayış süreci başlatılmış.

IFS ile tanışma ve karar alma süreci

Bilgi İşlem Şefi Murat Buyuran, sıfırdan hazır bir ERP paketi mi almalı, yoksa yazılım geliştirerek FEKA’ya uygun bir uygulama mı yaratmalı konusunda epeyce araştırdıklarını belirtiyor. “ERP paketleri çok maliyetli olmalarının yanı sıra incelediğimiz örnekler de pek başarılı değildi. Benzer kategorideki firmaları arayıp nasıl uyguladıklarını sorduğumuzda, genellikle başarılı olamadıklarını, istedikleri verimi alamadıklarını söylüyorlardı. Açıkçası bütün bunlar gözümüzü korkuttu.”
Bu çekincelerle, FEKA’da bu kez Delphy platformunda yeniden bir ERP yazılımı geliştirme sürecine girildi. Murat Buyuran, altı aylık bir yazılım dönemi geçirdiklerini, bu kez maliyet analizine uygun bir yapı kurulduğunu aktarıyor. Ama iş yine aksamaya başladı, Murat Buyuran ve bir yazılım uzmanı, herkesin istediğini yapma çabası içinde büyük bir koşuya başladı. “Kim ne istiyorsa yapmaya çalışıyorduk ama bu koşu bir yerde bizi tüketti. Ne kadar koşarsak koşalım, beklentiler hep bizden önde gidiyordu.” diyerek içinde bulundukları durumu açıklamaya çalışan Murat Buyuran sözlerine şöyle devam ediyor: “Ne kadar çalışsak da bir şeyler hep eksik kaldı, muhasebeyle entegrasyon bir türlü sağlanamadı, mükerrer iş yapma gibi sorunlar ortaya çıktı, kayıplar kontrol altına alınamadı.”


Timur Karslıoğlu, bu noktada şapkayı çıkarıp tekrar düşünmeye başladıklarını söylüyor: “Bu iş artık bizi aşıyordu ve hazır bir paketi FEKA’ya adapte etmenin zamanı geldi dedik. Otomotiv ile uyum sağlayacak bir ERP paketi kullanmak durumundaydık. Bu aşamada yazılım firmalarıyla görüşmeye başladık ve IFS’le tanıştık. Açıkçası bu kadar entegre olmuş bir yapıyı diğer şirketlerin çözümlerinde göremedik. Ayrıca diğerlerinde olduğu gibi çözüm ortaklarıyla değil, doğrudan IFS ile çalışacaktık. Bize hiç biri IFS kadar güven vermedi.”

IFS hayata geçiriliyor

Bu artık topyekun bir dönüşüm projesi olarak FEKA üst yönetimine sunulacak bir karardı. Timur Karslıoğlu ve Murat Buyuran, IFS ile bir çözümün hayata geçirilmesi için sorumluluğu üzerlerine alarak üst yönetimi ikna ettiler. IFS ekibi, bu noktadan başlayarak FEKA bünyesinde tam zamanlı olarak çalışmaya, iş analizleri yapmaya, bölümlerle bire bir görüşmelerle ihtiyaçları çıkarmaya ve üretim sürecinin FEKA’ya has özelliklerini tespit etmeye başladı. Altı aylık bir sürecin ardından modüller hayata geçirilmeye ve FEKA çalışanları da bu yeni ortamı kullanmaya başladı. Timur Karslıoğlu, bir yıllık bir sürecin ardından artık çalışanların bu modüler yapıya alıştığını ve sistemin verimliliğe olan faydasının açıkça görüldüğünü belirtiyor. Ancak başlangıçta büyük bir kullanıcı direnci ile de karşılaşıldığını söylemeden geçemiyor. Bu nedenle, süreci başarıyla atlatabilmek ve çalışanları bu sisteme alıştırabilmek için danışmanlık da alınmış.


ERP danışmanı Kadir Yener, otomotiv sektöründeki deneyimleriyle büyük katkı sağlayarak, taşların yerine oturmasında birleştirici rol oynamış. Gidilmesi gereken doğrultunun çerçevesini çizmekte, kriterleri belirlemekte, iş disiplini sağlamakta, çalışanların isteklerini iş verimliliği esasına göre elemekte destek veren Kadir Yener, IFS ekbi içinse şunları söylüyor: “IFS, bir yazılım şirketinin sorumluluklarını aşan bir yaklaşım gösteriyor. IFS’de endüstri mühendisliğinin gücünü görebiliyorsunuz. Dolayısıyla IFS ve IFS ekibi. bu alandaki tüm know-how’ını bu projeye aktararak, iş başarısına odaklı, Feka’yı geleceğe taşıyacak, uzun soluklu bir çalışmanın gerçekleştirilmesinde önemli bir rol oynadı. IFS’e geçişle birlikte tüm süreçler yeniden ele alındı ve Feka çok daha sağlam bir altyapıya kavuştu. Gelinen noktada Feka, yönetim parametrelerini raporlar aracılığıyla en iyi şekilde kullanabilir hale geldi.”

“Üç katmanlı, açık kaynaklı yapı”

Murat Buyuran, IFS’in açık kaynaklı olmasından, üç katmanlı yapının getirdiği esneklikten etkilendiklerini belirtiyor. Gerektiğinde müdahale edilebiliyor ve web ortamında aynı kaynağı kullanabiliyor olmaktan çok memnunlar. Ayrıca IFS’in modülerinin otomotive uyum sağlaması tercih etmelerinde önemli kriter olmuş. IFS uzmanlarının yetkinliğine de çok güveniyorlar.


Murat Buyuran IFS teknolojisinin ve IFS uzmanlarının yetkinlikleri ile ilgili olarak şöyle söylüyor: “IFS, bize müdahale edebileceğimiz bir alt yapı sunuyor. Açık kaynaklı olması, üç katmanlı yapısı diğer ERP paketlerinde görmediğimiz kadar büyük bir esneklik sağlıyor. Üstelik otomotiv sektörünün ihtiyaçlarından anlıyorlar. Özellikle analiz sürecinde, IFS uzmanları bu işte ne kadar yetkin olduklarını bize gösterdiler.”

“Fiyat/performans değerleri en iyi sonuçları veriyor”

Murat Buyuran, inceledikleri yazılımlar arasında fiyat/performans dengesi en iyi olan yazılımın IFS olduğunu belirtiyor. “IFS, uygulanabilirliği çok yüksek bir platform sunuyor” diyen Buyuran, hayata geçme sürecinin de bekledikleri gibi kısa olduğunu söylüyor: “Analiz sürecini de içine kattığımızda, bir yılda muhasebeyi ve bütün üretim modüllerini satın almadan satışa kadar devreye soktuk. Şu anda Bilgi İşlem tarafında iki kişi işlerin altından rahatlıkla kalkabiliyoruz. Ben IFS tarafıyla ilgiliyim, diğer arkadaşım da donanım tarafına bakıyor. Şu anda bütün geliştirmeleri IFS’in de desteğini alarak yürütebiliyorum. Programın ana işleyişinde hiçbir hata yok. Dolayısıyla bu konuda sıkıntı yaşamadığım için de yan geliştirmeleri rahatlıkla yapabiliyorum.”

“Verilerin analizi ve maliyet kontrolü”

Timur Karslıoğlu, muhasebe ve üretim entegrasyonunun sorunsuz olarak işlediğini, IFS ile entegre çalışan Business Objects zeka yazılımının katkılarını da sisteme dahil etmeleriyle birlikte verimliliklerinin çok arttığını belirtiyor. Üretim tezgahlarının her birine dokunmatik veri toplama sistemleri monte edilmiş durumda. Bu sistem doğrudan IFS’e veri aktarıyor.


Karslıoğlu, “Şu anda veri toplar hale geldik, yani evvelden bizim için kabus olan veri toplama artık çok kolay hale geldi” diyor. “Artık verilerin analizi ve bu verilerden yola çıkarak önlem alabilir, maliyetlerimizi kontrol edebilir hale geldiğimiz bir etaba girmiş olduk. Toplam iki senede her anlamıyla veri toplar hale geldik. Üretimdeki kayıplarımız, ıskartalarımız, satışlarımız, cirolarımız, iş emirlerimiz, müşteri siparişlerimizin kontrol altına alındığı bir dönem bu. Kuruluşumuzdan bu yana ilk kez kişilerden bağımsız olarak her şeyi kontrol altında tutabildiğimiz, maliyet ve karlılık analizini bu kapsamda yapabildiğimiz bir sürece girdik.”
FEKA, IFS üzerinde süreçlerini kontrol altına alırken her geçen gün verimliliğini de daha fazla artırıyor. Ürün bazında, müşteri bazında ayrıntılı bir şekilde karlılık analizlerini, istenildiği zaman dökmek mümkün.


Timur Karslıoğlu, elde edilen verimlilik hakkında bir fikir vermesi için şunları söylüyor: “Makine ve işçilik saatlerini ölçtüğümüz için, işçilik kayıplarını da ölçer duruma geldik ve önlem almaya başladık. Eskisinden çok daha konsolide çalışabiliyoruz. Bu sene radikal tedbirlerle önlem alacağız; kadrolaşmadan tutun sistem geliştirmeye kadar tüm ihtiyaçlarımızı görebilme olanağı yakaladığımız için önlemleri hayata geçirmemiz de kolay olacak. Amacımız, kurumsal bir yapıya dönüşebilmek, kişilere bağımlı bir çalışma ortamından sistemli bir ortama geçmekti. Bunu gerçekleştirirken kurumsal bir farkındalık da yarattık. Kayıplarımızın, yanlış giden süreçlerin farkına, tüm FEKA çalışanları olarak hep birlikte vardık.”

“Hedeflerimiz doğrultusunda, doğru bir zamanlamayla ilerliyoruz”

Timur Karslıoğlu, IFS’e geçiş öncesinde tespit ettikleri beklenti ve hedeflerine uygun olarak ilerlediklerine de dikkat çekiyor: “Geçtiğimiz sene yazılımı tam olarak oturtmak, entegre bir yapıya kavuşmak ve geçişi sağlamak öncelikliydi bizim için. Üretim tüm süreçleriyle oturtuldu. Muhasebeyle entegrasyon sağlandı. Ambarlarda barkod otomasyonumuz gerçekleşti. El terminalleri şu anda ambarlarımızda kullanılmaya başlandı. Bunun ardından da nerede durduğumuzu görmemizi sağlayacak bir veri toplama süreci başladı.


Biz şu anda bu iki sürecin de yaşandığı iki yıllık bir dönemi geride bıraktık ve kayıplarımızın farkına varmaya, nerelerde sorunlarımız olduğunu görmeye başladık. Şimdi üçüncü faza geçmiş bulunuyoruz. 2008 yılı FEKA için tedbir alma, bunları hayata geçirme ve sonuçları görmeye başlama yılıdır. Önümüzdeki dönemde yapılacak pek çok şey var. Ford Q1 denetimi (Radar Yönetim Sistemi), önleyici bakım süreçleri, makinelere malzeme besleme gibi bir takım süreçleri hayata geçirmeyi, yalın üretim sistemine geçmeyi hedefliyoruz. Bu hedeflerimize ilerlerken de IFS’ten yararlanacağız. Takip edemediğimiz tek yer olan kalıphaneyi de IFS üzerinde kontrol altına alacağız.


Önümüzdeki dönemdeki hedeflerimizden biri de, tedarikçilerimizi takip edebileceğimiz bir web portali oluşturmak. Böylece tedarikçilerimizin performansını değerlendirmemiz mümkün olacak. Ayrıca, Web’den sipariş sistemini de yine IFS ile hayata geçirerek bir B2B portal alt yapısına kavuşacağız. Bununla birlikte doküman yönetimi sistemini de devreye almayı planlıyoruz. Proje yönetimi denilen bir modülümüz var. IFS’te henüz onu devreye alamadık. Bu konuyla ilgili de beklentilerimiz var. Teklif takiplerini karşılaştırmalı olarak bu sistem üzerinde geçmişe yönelik olarak yapabilmek istiyoruz.”

“Bu iş artık bizi aşıyor dediğimiz noktada hazır bir ERP paketini FEKA’ya adapte etmeye karar verdik. Otomotiv ile uyum sağlayacak bir ERP paketi kullanmak durumundaydık. Bu aşamada yazılım firmalarıyla görüşmeye başladık ve IFS’le tanıştık. Açıkçası bu kadar entegre olmuş bir yapıyı diğer şirketlerin çözümlerinde göremedik. Bize hiç biri IFS kadar güven vermedi. IFS’in gerek analiz sürecindeki başarılı yaklaşımından, gerekse teknik konulardaki yetkinliğinden çok memnun kaldık.”

Timur Karslıoğlu
FEKA Ticaret Direktörü

“IFS, bize müdahale edebileceğimiz bir alt yapı sunuyor. Açık kaynaklı olması, üç katmanlı yapısı diğer ERP paketlerinde görmediğimiz kadar büyük bir esneklik sağlıyor. Üstelik otomotiv sektörünün ihtiyaçlarından anlıyorlar. Özellikle analiz sürecinde, IFS uzmanları bu işte ne kadar yetkin olduklarını bize gösterdiler. IFS kadrolarına güvenimiz tam.”

Murat Buyuran
FEKA Bilgi İşlem Şefi

“Feka Projesi, otomotiv sektöründe olan tüm süreçleri barındıran örnek bir çalışma olarak önem verdiğimiz bir proje. Tüm süreçleri analiz edebilmemiz için çok zengin bir çalışma ortamında bulunmaktan memnunuz. Yurtdışına yaptığı işlerle küresel iddiasını da gösteren bir otomotiv kuruluşunun, böyle bir ERP sistemine geçerken, nasıl yavaş yavaş kurumsal bir bilinç kazandığını yakından gördük. Bu anlamda hepimizin için heyecan verici bir deneyimdi. Burada elde edilen know-how’ın, farklı sektörlerden, dışa daha fazla açılmayı hedefleyen pek çok üretim kuruluşu için cesaret verici bir örnek olduğuna inanıyorum.”

Göksel Sanbay
IFS Proje Yöneticisi