Gartner 2020′de birbirine bağlı cihaz sayısının 26 milyar olacağını öngörüyor. Cisco bu sayının 50 milyara ulaşacağını tahmin ederken Morgan Stanley de 75 milyarda karar kılıyor.

Bugün Her Şeyin İnterneti’yle ilgili resmen boyut ve ölçek konusunda takıntılı davranıyor olsak da, aslında Şeyler’den veya İnternet’ten çok asıl odaklanmamız gereken nokta, gelecekte üretilecek Veri olmalıdır.

connected-devices

Veri, fırsatların önündeki tüm kapıları aralayabilecek anahtarın ta kendisidir. Aynı zamanda nasıl yol almamız gerektiğini gösterecek olan da yine verinin kendisidir. Daha önce iş ve BT operasyonlarının dönüştürülmesi süreçlerine dahil olanlar için Deming’in döngüsü tanıdık gelecektir.

İşte Her Şeyin İnterneti de tüm bu trendlere anlam yükleyebilmemizi sağlayacak benzer özelliklere sahiptir.

IDC, günümüzde dünya çapında üretilen verinin yalnızca yüzde 0.5′ini analiz edebildiğimizi öne sürüyor. Teknoloji endüstrisi, büyük çaplı durağan verileri depolamaya yarayan Ana Veri Yönetimi stratejilerini teşvik etmek için geçmişte elinden geleni yapmış, fakat bu verileri değerli içgörülere dönüştürebilecek, gerçek zamanlı ve akıllı kararlar almayı kolaylaştıracak hiçbir çözüm ortaya koymamıştır.

Buna rağmen bu cihazların üretttiği tüm bu bilgiler, sayı ve boyuttan bağımsız olarak çok daha önemli bir etkiye sahiptir:

Her şeyi her şeye bağlama kabiliyeti… Yalnızca farklı cihazlar arasındaki iletişimi değil, aynı zamanda farklı sektörleri birbirine bağlama kabiliyeti de buna dahildir.

Kuramsal bir kalça ameliyatı üzerinden gelecek öngörüsü

Örneğin; kalça ameliyatı olmak için bir hastaneye gittiğinizi varsayın. Muhtemelen sizi operasyona alacak cerrah, yakın bir gelecekte Google Gözlükleri’ni (veya bir benzerini) gözüne takacak ve değiştirilecek olan eklem gömülü sensörleriyle birlikte 3 boyutlu yazıcıdan çıkacak. Ameliyat sırasında yapılan her şey, cerrahınızın sahip olduğu giyilebilir cihaz(lar)ı sayesinde doğrudan sizin Elektronik Sağlık Kayıtlarınıza (EHR) gerçek zamanlı olarak işlenecek. Yazıcıdan çıkan sensörler ise, halihazırda sizin yaşam belirtilerinizi yine gerçek zamanlı olarak kaydediyor olacak.

Hastaneden ayrılırken size verilen iyileşme planının yanı sıra, JawboneUP bilekliği gibi giyilebilir bir cihaz da teslim edilecek. Bundan sonra kalçanızdaki sensörler bu bileklik ile bağlantıya geçerek hareketlerinizi kayıt altına alıp elde edilen verilerin hasta kayıtlarınıza aktarılması için iyileşme planınızı takip eden hekiminize aktaracak. Bilekliğiniz aynı zamanda ilaçlarınızı almanız gereken zamanı da size “hatırlatabilecek”. Hatta yanlış şişeye uzanmanız durumunda bile RFID/NFC aracılığıyla sizi uyaracak.

Tüm bu veriler, sağlık durumunuzun ilerleyişine göre iyileşme planını değiştirebilecek olan hekiminize düzenli olarak ulaşacak. Hekiminiz bu süreçte iyileşme planını değiştirmek yerine, benzer prosedürlerden geçen diğer hastalar ile verilerinizi birleştirebilecek ve size en fazla yarar sağlayabilecek trendler doğrultsunda gerçek zamanlı olarak süreçleri otomatik hale getirecek. Sağlık sigortanız ve gelecekteki priminiz de, dinlenme döneminde olsanız da olmasanız da, tedavinizin gidişatına göre belirlenecek.

Şimdi, bu örneklendirmenin ışığında birbiriyle bağlantılı sistemler konusunda biraz daha ayrıntıya girebiliriz.

Konuyla ilgili kamu kuruluşu, sağlık durumunuz ile ilgili bilgilendirildikten sonra, elektrik ve gaz tüketimi planınızı bilekliğiniz ya da akıllı ev arayüzünüz aracılığıyla kısıtlı hareket kabiliyetinize göre ayarlayabilir çünkü akıllı bir eviniz olduktan sonra iş bilmez bir kamu hizmetleri sağlayıcısı hiçbir işe yaramaz. Akıllı termostatlar, akıllı ışıklar, akıllı ev aletleri ve çevrenizdeki akıllı her şey, iyileşme süreciniz boyunca alışkanlıklarınızı takip ederek ve süreçleri öğrenerek kendiliğinden açılıp kapanabilirler. Örneğin; bilekliğiniz, hareketsiz kaldığınız süreyi göz önünde bulundurarak kanepedeki şekerlemeniz sırasında televizyonu otomatik olarak kapatabilir.

Tabii iyileştikçe daha da hareketleneceksiniz. Sisteme bağlı arabanızla yol alırken aracınız konumunuzu sisteme bildirecek; siz yol aldıkça, coğrafi mevki koruma duvarına sahip olan “akıllı” şeylerin hepsi aktif hale gelecek ve eve yaklaşırken evdeki ısıtma sistemlerini devreye sokacak.

2020′li yıllarda eviniz ve akıllı mal varlıklarınız bir bütün olarak sizden çok daha akıllı hale gelirken, kullanıcı deneyimi de bir o kadar kişiselleştirilecek.

Veri ile elde edilen hiper-bağlantısallık

Gizlilik ile ilgili tüm endişelere rağmen, yukarıda bahsettiğimiz “hiper kişiselleştirme” kabiliyetine şu anda hepimiz sahibimiz. Kendini Sayısallaştırma/Ölçme eğilimini İşletmeleri Sayısallaştırma/Ölçme eğilimiyle entegre ettiğimizde, kişiselleştirmenin ne kadar ileri gidebileceğini daha iyi görebiliriz.

Bu süreç bütünüyle verinin sayesinde ortaya çıkıyor ve veriyle birbiriyle bağlantılı hale geliyor. İnternet veya Şeyler sayesinde değil.

Yukarıdaki yaşam tarzı örneğinde de olduğu gibi, sisteme dahil olan sektörleri ele alalım:

• Sağlık
• İlaç
• Sigorta
• Giyilebilir cihazlar ve ev aletleri
• Kamu hizmetleri
• Otomotiv

Gördüğünüz gibi hepsi birbiriyle bağlantılı. Hatta hiper-bağlantılı. Tıpkı bir zamanlar Leonardo da Vinci’nin söylediği gibi: “Her şeyin diğer şeyler ile bağlantılı olduğunu fark edin.”

 

Yazar: Nil Bağdan – Software AG Türkiye Genel Müdürü